Diyetisyen Nuray ÇAĞALDOĞAN ile Haşimato Troidinin Yönetimi: Zayıflamanın İpuçları
Haşimato Hastalığı ve Beslenmenin Rolü
Haşimato hastalığı, bağışıklık sisteminin tiroit bezine saldırmasıyla ortaya çıkan bir otoimmün bozukluktur. Bu durum metabolizmanın yavaşlamasına ve kilo kontrolünün zorlaşmasına yol açabilir. Bu noktada, beslenme alışkanlıklarımızın rolü oldukça kritiktir.
Beslenmede dikkate almamız gereken temel noktalar şunlardır:
- İyot tüketimi: Fazla iyot, tiroidin işlevini olumsuz etkileyebilir. Dengeli bir iyot alımına dikkat etmeliyiz.
- Glütensiz diyet: Bazı bireylerde glüten, iltihaplanmayı artırabilir. Glütensiz beslenme bu riski azaltabilir.
- Selenyum ve çinko: Bu minerallerin tüketimi tiroid sağlığını destekler. Çeşitli deniz ürünleri, kuruyemiş ve tohumları beslenmemize dahil edebiliriz.
- Şeker ve işlenmiş gıdalar: Fazla şeker tüketmek bağışıklık sistemini yorabilir. Bu gıdalardan kaçınmalıyız.
Doğru besin seçimleriyle tiroid fonksiyonlarımızı destekleyerek yaşam kalitemizi yükseltebiliriz.
Diyetisyen Desteği ile Haşimato Yönetimi
Haşimato tiroidiyle baş etmek, doğru bir beslenme planı oluşturmayı gerektirir. Bu süreçte, bir diyetisyenle çalışarak ihtiyaçlarımıza uygun bir yol haritası belirleyebiliriz. Diyetisyenimiz; tiroit fonksiyonlarını destekleyen, bağışıklık sistemini güçlendiren ve inflamasyonu azaltmaya yönelik bir diyet planı geliştirebilir.
- Tiroide dost besinler: Selenyum, çinko ve iyot gibi mineralleri yeterli oranda nasıl alacağımızı öğreniriz.
- İnflamasyon azaltıcı gıdalar: Omega-3 yağ asitleri ve antioksidan bakımından zengin besinlerin etkilerini değerlendiririz.
- Şahsi intoleranslar: Gluten, laktoz veya diğer alerjenleri belirlemek için öneriler alırız.
Diyetisyen desteği, yalnızca sağlıklı kilo kaybını desteklemekle kalmaz; aynı zamanda hormonlarımızın dengelenmesi ve enerjimizin artmasına da katkı sağlar.
Haşimato ve Metabolizma: Zayıflama Sürecine Etkileri
Haşimato hastalığı, bağışıklık sistemimizin tiroid bezlerini hedef alarak yavaşlatmasıyla metabolizmamız üzerinde doğrudan bir baskı oluşturur. Bu durum, bazal metabolizma hızının düşmesine ve enerji harcamasının azalmasına yol açabilir. Zayıflama sürecinde bu yavaşlamış metabolizma hızı, kilo kaybının normalden daha zor hale gelmesine neden olur.
Tiroid hormonlarının yetersiz çalışması; halsizlik, enerji düşüşü ve su tutulumu gibi semptomlarla zayıflama çabalarımızı etkileyebilir.
- Besin seçimleri, hormon dengesini korumada kritik önem taşır.
- Doğru kalori miktarının hesaplanması metabolizmayı kontrol altında tutar.
- Düzenli egzersiz, metabolik aktiviteleri artırır.
Bu nedenle, zayıflama sürecinde beslenme planımızı dikkatle düzenlemeliyiz.
Haşimato Hastalarına Özel Beslenme Stratejileri
Haşimato hastalığı olan bireyler için dengeli ve hedefe yönelik bir beslenme planı oluşturmak, tiroid fonksiyonlarını desteklemeye ve inflamasyonu azaltmaya yardımcı olur. Bu doğrultuda birkaç önemli beslenme stratejisini birlikte değerlendirelim:
- Glutensiz Beslenme: Glutene duyarlılık, Haşimato hastalarında sık görülebilir. Bu nedenle, glutensiz tahılları tercih ederek bağırsak sağlığını koruyabiliriz.
- Selenyum Zengini Gıdalar: Brezilya cevizi, yumurta ve ton balığı gibi kaynaklarla tiroid bezinin sağlığını desteklemek önemlidir.
- Yeterli İyot Alımı: Fazla veya yetersiz alınan iyot tiroid fonksiyonlarını etkileyebilir. Takip edilerek orta düzeyde iyot içeren gıdalar tüketmeliyiz.
- Omega-3 Yağ Asitleri: Balık, ceviz ve keten tohumu gibi kaynaklar, inflamasyonu azaltmaya yardımcı olur.
- İşlenmiş Gıdalardan Kaçınma: Rafine şeker, trans yağlar ve katkı maddeleri, bağışıklık sistemini olumsuz etkileyebilir.
Düzenli tıbbi takip ve bu beslenme önerileri, hastalığın yönetiminde güçlü bir temel sağlar.
Gluten ve Süt Ürünleri: Kaçınılması Gereken Gıdalar mı?
Haşimato hastalığında, özellikle beslenme planı oluştururken gluten ve süt ürünleri sıkça tartışma konusu olur. Peki, gerçekten bu gıdalardan uzak durmalı mıyız? Bu sorunun cevabı kişisel farklılıklara ve vücudumuzun verdiği yanıtlara bağlıdır.
- Gluten: Gluten, bağışıklık tepkisini tetikleyerek tiroit bezine zarar verebilir. Bazı araştırmalar, glutene duyarlılığı olan bireylerde Hashimoto semptomlarının kötüleştiğini göstermiştir. Bu nedenle, glutensiz bir diyet denenebilir.
- Süt Ürünleri: Laktoz intoleransı olan kişilerde süt ürünleri, iltihaplanma ve sindirim sorunlarına yol açabilir. Ancak, herkes için süt ürünlerinden vazgeçmek gerekli olmayabilir.
Semptomlarımızı gözlemleyerek ve bir diyetisyenle birlikte çalışarak bu gıdaların etkilerini değerlendirmeliyiz.
Zayıflama Sürecini Destekleyen Takviyeler ve Gıdalar
Zayıflama sürecinde doğru besin takviyeleri ve gıdalar, metabolizma hızımızı desteklemek ve genel sağlığımızı korumak açısından önemli bir rol oynar. Bu süreçte kullanabileceğimiz bazı takviyeler ve besin gruplarını şu şekilde sıralayabiliriz:
- Omega-3 yağ asitleri: İnflamasyonu azaltarak metabolizmayı olumlu etkiler. Balık yağı veya keten tohumu yağı bu konuda faydalı olabilir.
- D vitamini: Eksikliği kilo vermeyi zorlaştırabilir. Kan değerlerimizi kontrol ettirerek ihtiyaç halinde takviye alabiliriz.
- Lifli gıdalar: Sebzeler, kepekli tahıllar ve baklagiller tokluk hissini artırarak kilo kontrolüne destek sağlar.
- Probiyotikler: Sindirim sistemi sağlığını düzenleyerek kilo yönetimine katkıda bulunabilir. Yoğurt, kefir ve fermente sebzeler tercih edilebilir.
- Yeşil çay: Metabolizmayı hızlandırarak yağ yakımını destekleyen doğal bir içecektir.
Bu takviyeler ve gıdalarla birlikte dengeli beslenmeyi sürdürmek önemlidir. Uzman desteği alarak ihtiyaçlarımıza uygun bir plan oluşturabiliriz.
Diyetisyen ile İletişim: Başarıya Giden Yol
Diyetisyenimizle sağlıklı bir iletişim kurmak, Haşimato hastalığını yönetmek ve kilo verme hedeflerimize ulaşmak için temel bir adımdır. Sağlıklı bir ilişki kurabilmek için, bizler ihtiyaçlarımızı net şekilde ifade etmeli ve diyetisyenimizin yönlendirmelerine açıklıkla yanıt vermeliyiz.
Etkili İletişim İçin Dikkate Alınması Gerekenler:
- Hedeflerimizi Belirlemek: Uzun vadeli beklentilerimizi ve önceliklerimizi açıkça paylaşmalıyız.
- Dürüstlük: Beslenme alışkanlıklarımız hakkında doğru bilgi vermeliyiz.
- Düzenli Geri Bildirim: Program sırasında zorlandığımız ya da başarı sağladığımız noktaları açıkça belirtmeliyiz.
- Soru Sormaktan Çekinmemek: Anlamadığımız süreçlerde rehberlik almak için sorular yöneltmeliyiz.
Beslenme ve iletişim arasındaki bu dengeyi sağladığımızda, diyetisyenimizin uzmanlığından tam anlamıyla faydalanabiliriz.
Ankara’da Çukurambar da bulunan diyet merkezimiz, sizlerin çalışma ve konum durumuna göre, online ya da yüz yüze olarak diyet programları uygulamaktadır. Diyetisyen Nuray ÇAĞALDOĞAN öncülüğünde, sizlere ideal kilonuza ulaşmanız için destek verebiliriz. Bizimle iletişime geçerek bilgi alabilirsiniz.